2012’nin enteresan yapımlar getirdiğini tekrar tekrar görmek insana mutluluk veriyor. Gerçekten de çok uzun zamandır enteresan çeşitlilikler yerine, sadece yorumlanabilir karbon kopya yapımlar gördüğümüz düşünülürse, mutlu olmamak için bir sebebimiz yok.
Ookami Kodomo no Ame to Yuki (Wolf Children) için en baştan diyebileceğim, uzun zamandır ihtiyacımız olan gerçeklik ve romantizmi taşıyor oluşu. Evet, konuyu fantastik bir noktadan alıyor ve boylu boyunca gerçek değil belki ama anlatmaya çalıştığı konunun gidiş yolları ile kendisine kalbimizde güzel bir yer ediniyor.
19 yaşındaki karakterimiz Hana, okul hayatının yoğunluğu dışında gelişen bir doğal seleksiyon sonucu aşık olur. Her ne kadar her şey güzel ve eğlenceli gitse de, bu aşkın bir ilerleme aşaması olması gerekmektedir ve nihayetinde iş ciddileşir. Tabii bu ilerlemenin bir de getirisi olmalıdır. Tam bu noktada erkeğimiz gerçeği ortaya koyar. O bir “kurt adam”dır.
Bu durumu öğrenen Hana, ondan uzaklaşmak yerine daha da büyür ve sevgilisini birlikte yaşamak için davet eder. Eve çıktıktan bir sene sonra da hamile kalır.
ilk çocukları karlı bir günde gelir. Adını da kardan alır, “Yuki”. Bir sene sonra ise, adı gibi yağmurlu bir günde kardeşi “Ame” de aralarına katılır. Ame’nin doğumundan bir süre sonra babaları ortadan kaybolur ve kimse ondan haber alamaz. Maalesef ki, bir süre sonra cesedi kanalda bulunur.
İçgüdülerine uyarak çocuklarına yemek bulmak isterken vefat eden bir baba, ardında üç farklı sorun bırakmıştır: Aşırı hareketli ve sürekli kurt şekline bürünen yaramaz bir kız olan Yuki, ufak yaşı dolayısı ile sorun çıkarması olağan ve kurt olmakla insan kalmak arasındaki farkı bilmeyen erkek bebek Ame ve henüz başına geleceklerden habersiz olmakla birlikte, daha sadece bir iki sorunla karşılaşmış olan ve daha büyük dertlerle nasıl başa çıkacağı konusunda pek bir fikri olmayan genç anne Hana.
Belki dışarıdan bakıldığında iki çocuğa bakmak kolay gibi görünse de, genç bir annenin henüz hayatla ilgili kendi sorunlarına cevap vermeden başına gelebilecekleri öngörmesi beklenemez. Her ne olursa olsun para kazanmalı ve eve yemek getirmeli, çocuklar hastalandığında, onların kurt haline gelmelerini engelleyerek tedavi edilmelerini sağlamalı, komşularını evde hayvan beslemediğine ikna etmeli, neden tüm aşılarını olmadıklarını soran sosyal hizmetler görevlilerini atlatabilmeli ve çocuklarının gelecekleri için kendinden önce plan yapmayı öğrenmelidir.
Babalarını kaybettikten ve şehir yaşantısının uyumsuzluğunu test ettikten sonra, Hana artık yaşamsal alanlarını şehir dışına taşımanın daha mantıklı olacağına karar verir ve yola çıkar. Sonunda da çocukların kimseyi ve kimsenin çocuklarını rahatsız etmeyeceği en düzgün yer olarak, kirası neredeyse sıfıra yakın olan ve etrafı yeşilliklerle çevrili, çok uzun süreler alacak tamirat isteyen bir ev bulur.
Yeni evleri tam çocukların istedikleri gibi çılgınca koşturabilecekleri kadar büyük bir bahçeye sahip, ormanlık alanın tam yanında olmasının yanında bir de kendilerini besleyebilecekleri kadar üretim yapmalarını sağlayacak tarlalara da sahiptir.
Komşuları hem onlara yardım edecek kadar yakın, hem de onları çok fazla görmeyecek kadar uzak oldukları için de yeni yaşamları kolaylaşır. Sonunda okula giderler, köylülerle olan ilişkilerini geliştirirler ve nihayetinde yaşamlarını istedikleri şekilde kontrol edebilecekleri kadar açabilirler. Bundan sonrası sadece onlar ve hikayelerini öğrenmek isteyecek insanlar arasında olacaktır.
Uzun süren bekleyişten sonra izleme listeme aldığım Ookami Kodomo no Ame to Yuki’nin beni gerçekten şaşırttığını itiraf etmeliyim. Onca zaman karşımda durduktan sonra, uzun soluklu bir seriyi tekrar izlemekle bunun arasında bir tercih yapmalıydım ve kendimle gurur duyuyorum.
Ookami Kodomo no Ame to Yuki izlerken karşılaşacağınız çizim kalitesi, müzik, çevre, hikaye ve duygusallık sizi gerçekten kendi içine alacaktır. Özellikle karşınızdakileri bir süre sonra korumanız gereken çocuklar ya da sorumluluklarını üstlendiğiniz kardeşleriniz olarak görmeye başladığınızda, ara ara gözlerinizin ıslanacağını garanti edebilirim. Boş boş ekrana bakıp, film süresini doldurmak isteyenlerden bahsetmiyorum tabii. Size gereken, gözlerinizi açmak ve bu romantizmin, eğlencenin, yaşam korkusunun içinde yerinizi almak.
Uzun süre bu tarz bir kalite göremeyebilirsiniz.

“Hoşuma Giden Şeyler”in kralı… Dededen Beşiktaş taraftarı… Anime izler, altyazılarla uğraşır.