Müzikle ilgili beğeni ve tartışmaları buraya taşıyacak değilim ama uzun yıllardır böyle bir müzikal izlememiş olduğunuza bahse girerim.
Fransız müzik grubu Daft Punk’ın 2001 yılında yayınladığı ve birbirinden güzel parçalarla dolu albümü Discovery için, 2003 yılında Leiji Matsumoto tarafından bir klip hazırlandı. Klibin özelliği tüm albümü kapsaması ve tam konuya sahip, tam albüm boyutunda olması idi. Yani izlediğimiz en modern anime müzikali budur diyebiliriz. Hatta bence en başarılısı.
Konuya gelirsek, uzak bir galakside mavi renkli uzaylıların yaşadığı bir gezegen vardır. Bu gezegenin en sevilen müzik grubunun (belki de tek müzik grubu da olabilir) son konseri sırasında, askeri kıyafetli saldırganlar gezegene iner ve herkesi uyutup, grup elemanlarını kaçırır.
Bu kaçırma olayının arkasında kötü niyetli bir müzik yapımcısı olmakla birlikte, grubu kendi şirketine bağlayıp üzerlerinden tonla para kazanmayı hedeflemektedir. Bu arada grubun adını Crescendolls yapar, tenlerini insan rengine çevirir ve hafızalarını siler.
Tabi bizim grup elemanları da armut toplamak istemiyor ama kötü kalpli adamın onları soktuğu makine yüzünden bütün hafızalarını ve duygularını kaybettiklerinden dolayı tepki de verememektedirler.
Bu arada kaçırılma esnasında, mavi uzaylıların gezegeninden bir yardım sinyali gönderilmiştir ve sinyali Shep yakalar. Başta durumları net açıklanmasa da, Shep grubun basisti olan ablayla ilgili hayaller kurmakta olduğundan, durumu az çok çözüyorsunuz.
Sinyali alan Shep gemisinin rotasını ayarlar ve âşık çocuk hayalleri arasında elemanları kurtarmak için uzayın karanlıklarında ilerler.
Bir kere müzikler mükemmel. Zaten konu müzikler üzerinden yürüdüğü için de, kötü bir şey olma ihtimali yok. Bir saatten fazla süren bu yolculukta, koy kafanı yastığa, hem izle, hem dinle. Hemen her olay için ayrı bir parça ekledikleri için de, filmin üzerine yapıştırılmış gibi gelen müzikler dinlemiyorsunuz zaten. Parçaların anlam ve ehemmiyetine göre, animenin belli sekanslarını izliyorsunuz ve konu akmaya devam ediyor. Muhteşem.
Çizimler tam benim ağız tadıma uygun, o yüzden bayıldım. Ne eski, ne yeni diyeceğim bir kalitede. Eski tarza yakın ama yeni çizgilerle harmanlanmış durumdalar. Ne eskiyi arıyor, ne de yeni çizimlerle karşılaştırma eğilimine giriyorsunuz.
Konu zaten çok önemli değil ama müzikal bir anime için yeterince iyi. Sıradan bir anime konusu olarak bakarsak, tabi ki saçma ve basit gelecektir ama anlatımın netliği dolayısı ile işini beceriyor.
Kısaca son noktayı anlatmak gerekirse, “ben anime izlerim” diyen ve “ben müziksiz yapamam” diyen herkesin buluşma noktası olur, herkesi de bir araya toplar bu film. Sakın kaçırmayın.

“Hoşuma Giden Şeyler”in kralı… Dededen Beşiktaş taraftarı… Anime izler, altyazılarla uğraşır.