Hagane no Renkinjutsushi (2009) [Fullmetal Alchemist: Brotherhood] [TV] [2009]

FMA: Brotherhood, FMA’nın eski sürümünün manga ile eşleşmemesi  dolayısı ile 2009’da tekrar hazırlanmış olan bir anime. İlk sezon/sürüm yazısını okursanız, aslında bir noktaya kadar her şey aynı.

Farklı olan şu ki, ilk sürümde manganın geri kaldığı noktaları kafasına göre dolduran stüdyonun işi beğenilmiş ama doymuşluk hissi vermemişti. Seneler sonra gelen bu tekrar yapımında ise manga tam takiple bitirilmiş ve ne okuduysak, seriye de o yansıtılmış.

Kısa bir açıklama gerekirse, Edward ve Alphonse kardeşlerin en büyük hatası, sadece babalarından kalan kitaplardan öğrendiklerini uygulamaya çalışıp, hastalıktan ölen annelerini tekrar hayata döndürmeyi denemeleri idi.

Bir bulmaca gibi, içeriği birleştirmenin ve yeni bir materyal/madde/nesne oluşturmanın tek bilimsel karşılığı ise simya. Her nesne gibi, insanın da sadece belli bileşenleri olduğunu varsayarak yaptıkları bu deneme, onların neredeyse canına mal olur.

Alphonse’un tüm bedeni, simyanın en temel kuralına kurban gider ve yok olur. Eş takas kanununa…

Son anda kardeşinin ruhunu etrafta ilk bulduğu zırha bağlamak ise, Edward’ın bir koluna ve bacağına. Böylece ilk denemeleri, onları içinden çıkılması neredeyse imkansız bir duruma sokar.

Bu olaydan sonra komşularına giden kardeşler, Edward’ın simya takasına kurban ettiği kolu ve bacağını metal bir protezle değiştirir ve arayışa geçer.

Bundan sonra tek hedefleri vardır, o da simyanın takas kuralını geçersiz kıldığı söylenen “Philosopher’s Stone” taşı.

Bu arada simya ile insan meydana getirmenin de, yasaklanmış bir çalışma ve tabu olduğunu öğrenmişlerdir.

Hikaye böyle başlar ve kardeşlerin yolculuğunu anlatır.

Yeni seride kesinlikle grafik kalitesi yükselmiş durumda. Eski serinin çizim kalitesinin aldığı 9 puan ortalamasını düşünürseniz, ne kadar başarılı bir çalışma olduğunu ve yenilenirken kendi çıtasını bir kez daha yukarıya taşıdığını anlayabilirsiniz. Normalde hemen her animede olan hatalı çizimlerden, FMA’da gözüme çarpan olmadığı için seviniyorum. Çok fazla takipçisi olan ve senelerdir devam eden Naruto, One Piece, Detective Conan ve benzeri yapımlardaki çizim hatalarını da, belli dönemlerde stüdyoların değişmesine ya da çizerlerin boşlamasına bağlıyorum. neyse ki burada durum sıkıntısız.

Müzikler gene enfes ve insanın ağzında dönecek cinsten. Ben özellikle Yui’nin ilk sezonun giriş parçası olan “Again”i ile çok uzun bir süre dans ettim. Bölüm içi müziklerinde de insanı seriye bağlayan bir tını olduğunu kabul etmeliyim. Kesinlikle çok iyi iş çıkarmışlar.

Bunun dışında, serideki insan ilişkilerinin ve duygusal anlatımların çok kaliteli olduğunu söylemeliyim. Bir kere karakterlerin duygusallığı ve karakterleri çok net açıklanmış. Bir süre sonra hangi karakterin hangi olaya nasıl tepki vereceğini adınız gibi biliyorsunuz ve olayların gelişimini takip etmeye daha fazla zaman ayırabiliyorsunuz. Bu şekilde de seriden koparılmıyor oluşunuz net bir artı oluyor. Hemen hemen tüm karakterlerin arka planı ve olaylarla bağlantıları da bir şekilde seriye yedirilerek anlatıldığı için, neredeyse gözünüzü kırpmadan takip edebiliyorsunuz.

Demem o ki, ilk sürümünü izlediyseniz, muhteşem bir seri izlemiştiniz. Şimdi bu sürümü izleyip, daha da muhteşem bir hareket yapmış olacaksınız. Ardından filmlere de bakıp, yeni serilerdeki kalitenizi yükseltebilirsiniz. Zira FMA’yı izleyen birisi, daha düşük kaliteyle mutlu olamayacaktır.

Bölümler;

kymophobia

“Hoşuma Giden Şeyler”in kralı… Dededen Beşiktaş taraftarı… Anime izler, altyazılarla uğraşır.

hosumagidenseyler.com