Bir dönemin meşhur, bugüne kadar gündemde kamış, bir şekilde seveni de nefret edeni de bol bir seridir Elfen Lied. Çıplaklık, vahşet, kan, cinayet… Ne lazım?
Fazla olmamakla beraber, neredeyse son 15 senenin belki de en çok tartışılan animesiydi Elfen Lied.
Diclonius denilen bir tür canlı grubu düşünün. İnsanlardan güçlüler, telekinetik özellikleri var, iki tane de ufak boynuz. Erkekleri hiçbir işe yaramamakla beraber, dişileri aşırı güçlü.
Şimdi bu Dicloniuslardan bir tanesini alın -Lucy-, hikayenin tepesine koyun. Çırılçıplak ve saldırgan bir kız. Etrafındaki herkesin kolunu, bacağını, kafasını kopartsın. Durdurmak olanaksız gibi. Mermiler işlemiyor, yanına yaklaşılmıyor. Bunca yıllık dinlenmesinden kalkmış ve gitmek istiyor.
Tam konu kapanacakken, bir şekilde başarısızlık ile ortaya Nyuu hali çıkıyor. Nyuu ve Lucy aynı bedenin, farklı kişilikleri. Nyuu dosy canlısı bir çocuk iken, Lucy kindar bir genç kız.
Lucy’nin de sevdiği bir oğlan var Kouta adında. Pek bahsetmese de, pek belli etmese de, daha konunun başından itibaren tüm mevzu neredeyse bu kanaldan gidiyor.
Yan karakterler Yuka ve Nana’nın da gidişatları bu kanalın kolları şeklinde.
Asıl mevzuya dönelim; “Nasıl olur da bu kadar çok tartışılan bir anime, bu kadar konuşulan bir anime, hem nefret hem de sevgi bağlarıyla insanları bölebilir?”
Şimdi ciddi olarak konuşuyorum. Elfen Lied, öyle muhteşem, inanılmaz, çığır açan ya da o kadar da ekstra bir çalışma değil. Ama insanlarımızın en büyük hatası olarak, doğru sınıflandırılmadığından tartışılması çok normal.
Elfen Lied’i bir aşk, bir savaş, bilim kurgu ya da fantastik gibi tek gruba koyarsanız zaten çöpe atmış olursunuz. Hepinden biraz biraz koymaya kalkarsanız da denge şaşar, rahatsız eder. Bunun yerine, yaşına göre enteresan bir çalışma olarak (2004 yapımı) düşünüp, güzel kızlar, savaş, bilim kurgu, aksiyon, aşk üçgeni, kıskançlık, çıplaklık gibi ara türleri dozunda karıştırın. Garipliği fark edebildiniz mi? Elfen Lied bilim kurgu %30, kızlar %70 bir anime.
Belki bir Ghost In The Shell ile aynı cümlede bile anamayız, veya belki AiKA’lar kadar da erotik değil ama ne bir Macross, ne bir hentai, ne de kült olabilecek kadar derin bir altyapıya sahip.
İşte paradoks burada. Bir şeyin “kült” olmasını, sadece izleyenler sağlayabilir. Ve Elfen Lied’i de insanlar kült yaptı. İster sevsin, ister sevmesin, muhakkak tadına bakılması gereken bir yapım, yorumlanması gereken bir seri haline getirdiler.
Ben açıkçası Elfen Lied’in çok başarılı bir yapım olduğunu düşünen taraftayım. Hatta belli aralıklarla açıp izlerim. Her ne kadar animeler arasında çok seçim yapmasam ve karşıma ne gelirse izlesem de, Gundam’ı 4. kez izleyeceğime, Elfen Lied’ı 25. kere tekrarlarım yani.
Elfen Lied konusunda ne kadar konuşursanız, o kadar fazla karşıt görüş elde edersiniz. Bazı şeylerin insanlar üzerindeki etkilerini görmek çok enteresan.
NOT: Bitirmeden önce şunu ekleyeyim… Elfen Lied’ın açılış şarkısı sırasında ekranda görünen grafikler, “Gustam Klimt” adlı enteresan bir ressamın resimlerinin biraz deforme edilmiş, Lucy’nin de görsellerin içine gömüldüğü halleridir. Vaktiniz varsa Gustav Klimt’in de çalışmalarına baksanız güzel olur…
Bölümler:
| Begegnung: Encounter | |||
| Vernichtung: Wipe Out | |||
| Im Innersten: Within Heart | |||
| Aufeinandertreffen: Meeting | |||
| Empfang: Reception | |||
| Herzenswaerme: Inner Feelings | |||
| Zufaellige Begegnung: Chance Encounter | |||
| Beginn: The Very Beginning | |||
| Schoene Erinnerung: Reminiscence | |||
| Saeugling: Suckling | |||
| Vermischung: Complication | |||
| Taumeln: Quagmire | |||
| Erleuchtung: No Return | |||
Serinin sonunda bir tane de OVA yayınlandı ama hikayenin gidişatı açısından kritik bir öneme sahip değil. Hatta “fan service” diyelim ve geçelim.
“Hoşuma Giden Şeyler”in kralı… Dededen Beşiktaş taraftarı… Anime izler, altyazılarla uğraşır.
