Seneler sonra böyle altın değerinde bir mecha seriye denk gelmek… Büyük şans.
Mekan Dünya, zaman paralel bir aralık. Artık yaşayış, bilinen tarih ve insanlar değişmiş. Benzin, petrol gibi kaynaklar tamamen tükenmiş halde. Çok uzun zamandır, insanlar belli bir güç ile doğuyorlar. Topraktan çıkarılan bir tür kuvars taşını, elektriksel bir bağ ile kontrol/yönetebilme edebilme yeteneği.
Sihirbazlık -büyücülük, hokkabazlık ya da güç de diyebiliriz- yeteneği insanlara sunduğu bu yetenekle, onların havalı tabancalar, savaşan robotlar yapmasına -Golem-, tarlalarını sürmelerine, yemek yapmalarına ve daha onlarca şeye yardımcı oldu. Bu güce sahip olmak, artık yaşamın bir parçası idi.
Ancak bu güçten haberi bile olmayanlar da çıkıyordu. Milyonda bir şansla, “sihirsiz” denilen çocuklar doğabiliyor ve onlar hayatlarını hiç kuvars kontrol etmeden geçirmek zorunda kalıyordu. Tabi genelde pek başarılı olamadıkları bir gerçek. Bir Dünya düşünün ki sadece sizin parçası olamadığınız mekaniklerle çalışıyor. Kendinize ne kadar yaşam şansı veriyorsunuz?
İşte konumuz bu noktadan hareketle, 5 yaşına geldiğinde bile hala hiç bir kuvarsı kontrol edememiş bir sihirsiz olan Lygatto/Rygart Arrow’un gençliğinin bir kesitini içeriyor.
Normalde kardeşi ile birlikte köyünde sessiz ve sakin bir hayat yaşayan Rygart, askeri okulundan eski arkadaşı ve Cruzon/Krisna (manga, anime ve ingilizce dublaj sürümü arasındaki fark) diyarının kralı Hodr tarafından bir davet alır. Tabi kralı daveti geri çevirilemeyeceği için de düşer yola. Sihirsiz olduğundan dolayı da tabana kuvvet günlerce yürümek zorunda kalır ve neyse ki sonunda kralın generallerinden Baldr/Bard tarafından bir motosikletimsi ile alınıp krallığa ulaştırılır.
Bu noktadan sonra, Rygart artık parçası olmadığı bir ekibin ortasında bulur kendisini. Hodr ile aslında Rygart’a aşık olan Sigyn/Shigwen evlenmişler, krallığın başına geçmişlerdir. Ekibin ağır üyesi Zess/Zesu ise parçası olmak istemediği bir savaşın içine balıklama dalmış ve savaşı etkileyen dostlarını öldürmek pahasına savaşı bitirmek peşinde koşmaya başlamıştır. Ekibin birbirlerine olan ve eskiye dayanan bağları, onları düşmanla dost arasında bir çizgide, birbirlerini anlayarak ama kabul göstermeyerek ayakta tutmaktadır.
Hodr’la çıktıkları bir yürüyüş esnasında Rygart’ın gördüğü bir şey, onun için ulaşılması imkansız olanı hayata geçirecektir. Kuvars kullanmadan çalışabilen bir Golem -savaş makinesi/robot- bulunmuş -buna “Under Golem” diyorlar- ama onu sürmek için gereken gücü olmayan kimse -sihirsiz- milyonda bir çıktığı için nasıl çalıştığı çözülememiştir. Ondan başkasının elinde işe yaramaz bir demir yığını olan bu eski teknoloji aracın özellikleri ise yeni teknolojiden çoğu bakımdan daha iyidir.
Öncelikle makinenin iç zırhı kuvarstan yapılma olduğu için sürücüsü daha güvenli bir ortama sahip. Ayrıca eski teknoloji büyük ihtimalle kuvars kullanıcılarına karşı üretildiği için daha hızlı, daha seri, daha güçlü ve rakiplerinin yapamadığı şeyler konusunda oldukça becerikli. Gerçi metalik dış zırh yüzünden kokpit harici bölgeler dayanıksız ama bu ona sürati falan veren özelliği. Bir de kötü tarafı, diğer Golemlerin aksine bunun kullanım süresinin çok kısa olması. Malesef ki eski teknoloji sihir gücü yerine mekanik kullandığından dolayı cihazın ısınma ve soğutulma süreci oluyor. Bu zaman aralığında da kaya parçasından hiç farkı yok.
Rygart olaya istemeyerek de olsa karışıyor ve Golemi çalıştırıyor. Artık bu noktadan sonra Rygart ne kadar kaçma ve bırakmak istese de, Zess’in yapmak istediği şeyden onu uzaklaştırabilmek için öyle ya da böyle savaşır.
Aslında konu böyle gelişse de, Rygart’ın savaşmama arzusu ve iyi ya da kötü tarafı seçmekle ilgili olarak etrafındakilerin düşüncelerini tartma seansları üzerine açılıyor demek mümkün. Bir kere mantık “büyük güç, büyük sorumluluk getirir” tadında işliyor. Adam “beni bırakın ya, sizi seviyorum ama bu benim savaşım değil” diyor. Haklı da, aslında temelde savaşları halkın isteklerini abartan siyasetçiler icat eder, sonra da orduyu kullanır. Burada da yayılmacı politikalar ve iç savaşlardan istifade çabaları üzerine kurulu bir savaş çıkmış durumda. Yani Rygart’ın tek gerçeği, kendisini ve kardeşini bu çatışmadan ayırabilmek. 6 * 50, yani toplamda 5 saat boyunca bu konuyu ama aksiyon hareketlerini izliyoruz.
Animasyonlar harika. çatışmalar çok güzel tasarlanmış, arka planlar muhteşem ama malesef ki her şey yerine oturamamış. Bir kere çevre tasarlanırken o kadar çok uğraşmışlar ki, karakterler sahneye bir türlü oturmamış gibi geliyor. Kötü değil ama düzenli anime izleyen birisi için fark edilebilir bir durum.
Ayrıca konuyu tam çözmek için mangayı takip etmiş olmanız lazım. Etmemişseniz senenin en iyi robotlu aksiyon animesini izlemiş olursunuz.
Golem tasarımları -şahsi fikrimdir- bana Asura Cryin’ ile aynı hissiyatı verdi malesef. “Neden Evangelion’dan başka bir robot tasarımı yok”? Tabi Eva tasarımının da ile etapta Macross, Lezarion -Lazerion değil, “e” önce yazılıyor- ya da Gundam hissiyatı vermesi gibi bu yadırgama.
Kısaca;
Rygart kuvars kullanamayan ve doğuştan bu yetenekten mahrum bir çocuk. Bu yüzden babası da gücünü kullanmamayı tercih ediyor ve Rygart ile beraber bedene dayalı olarak yaşıyor. Rygart’ın doğumundan, babasının ölümüne kadar bu iş böyle gidiyor.
Under Golem denilen robot en azından bin yıllık maziye sahip diye düşünülüyor. Kuvars kullanıcıları için sadece eritilip kullanılabilir.
Zess aslında kötü bir adam değil ama mantıkla ağabeyi arasında sıkışmış durumda ve sallantıda kalıp savaşı ilerleten tarafta yer almış.
Sigyn Rygart’a aşık ama istediği cevabı alamamış. Hodr’la olan aşk seviyelerini bilmem ama Rygart ortalardayken hatunun kalbi sıkışıyor belli ki.
Hodr insancıl, barışçıl ve akıllı bir kral. İyi bir insan ve çözümleri gerçek doğruluğu içermese de, konunun özünde sorunları ortadan kaldıracak şeyler. Tabi boş beleş şeyler peşinde koştuğunu da düşünmüyor değilim.
Golem aksiyonları ve savaşları güzel aktarılmış. Hareket isteyenler için yeterli cevap var.
Bu arada aklınızda bulunsun, 1080p sürümden izleyin. Dandik TV sürümleri ile izlerseniz, farkedebileceğiniz gibi aksiyonlu kısımlar resmen çamura dönüyor.
Bölümler
The Time of Awakening |
The Path of Separation |
Scars from an Assassin`s Blade |
The Land of Calamity |
The Gap Between Life & Death |
Fortress of Lamentation |

“Hoşuma Giden Şeyler”in kralı… Dededen Beşiktaş taraftarı… Anime izler, altyazılarla uğraşır.