Konu
Filipin açıklarında, 6.000 metre derinlikte bir araştırma laboratuvarı bulunuyor. Değil insan, Tanrının bile görmek için gözlük takması gereken bu noktada üç yıl önce gerçekleşen bir kaza dolayısı ile tesis kapatılıyor ama daha sonra Çinli bir firma işletmeyi satın alıp, tekrar çalışmaya dönüyor.
Tesise ulaşmanın tek yolu, deniz üzerinde bulunan bir yüzer platformdan dibe uzanan boru hattına yerleştirilmiş olan bir tüp. İnsanların tesisle dış dünya arasındaki tek ulaşım aracı bu.
Hikayemiz kahramanımız Kengo Kadokura’nın işine dönüp, deniz dibindeki tesise inmesiyle başlıyor. Bundan sonrası psikolojik, korku, doğa üstü ve gizem parçalarından oluşan kaliteli bir manga…
Düşünceler
Bir kere okuyan herkesin ortak fikri olduğunu, okuyacak olanların da katılacağını düşündüğüm bir not olarak, muhtemelen sayın Nokuto bu seriye girmeden önce ya su altına aşık biriymiş ya da ağır araştırma yapmış… Sizi içeri çeken detayların çoğu hikayeyle birlikte, iyi resmedilen o dip çaresizliğinden geliyor. 6.000 metre derindesin arkadaş, atom bombası atsan dibe varması saat sürer… Psikolojisi ve tesis yapısı o kadar detaylı görülüyor ki, bir noktadan sonra “galiba adam böyle bir yerde yaşamış” demek zorunda kalıyoruz.
Çizimlerin temiz bir Blame, BioMega ayarında olması türün meraklıları için de daha büyük bir cazibe oluşturuyor. Açıkçası ben okurken detaylardan hoşlanmamın dışında, ana hikayeden koparacak kadar abartı detaylı çizimlere birkaç kez bakıp şaşırır, sonra da dümdüz gereksiz bulurum. Durmadan detay mı inceleyeceğiz birader? Ama burada neyse ki sizi olmanız gereken yerde göstermenin ötesine geçmeyen bir detaycılık var ve bu da zaten psikolojik bir gerilimin içine girmeye çalıştığınız seride oldukça faydalı oluyor.
Ortamın karanlık, kasvetli, basık yapısı gerçekten de insanı rahatsız ediyor.
Tabii eksisi de oldukça sert vuruyor. Maalesef sayfa sayfa yükseliş, o üç yıl önce neler döndüğünü öğrenene kadar gidiyor. Sonra seviyeyi korumak yerine bir iki tık aşağı inip, oralarda salınarak geziyor ki sırf bu yüzden 6,5 civarını gözüme kestirmiştim aslında. Ama genel olarak bu dalgalanmadan da düzgünce çıkması, notu yüksekte tutmayı başardı benim adıma.
Toparlayalım lütfen
Karaterin acizliği, kahramanlığı, korkuları ve zorundalıklarının oldukça düzgün anlatıldığı bir seri olarak psikolojik gerilim, doğa üstü temaların iyi harmanlandığı ve insanı yormayan bir seri olarak bence okunmalı. Zaten 22 bölüm, löp diye biter yani…
Tek cümleyle özet geçsek?
Genel olarak her şeye varım ama denizden babam çıksa noktasından sonra daha neler çıkabilir diye de düşünüyor insan.
Mangaka: Nokuto Koike
Yıl: 2010
Bölüm: 22
Durum: Tamamı İngilizce taranmış
Not: 7/10
Diğer bilgiler: –

“Hoşuma Giden Şeyler”in kralı… Dededen Beşiktaş taraftarı… Anime izler, altyazılarla uğraşır.